Dermoskopi
Dermoskopi özel ışık ve büyütme sistemleri içeren ...
Cilt lekeleri ve tedavisinde kişinin durumuna göre yöntemler kullanılır. Öncelikle bu lekelerin neden oluştuğunu incelemek gerekir. Doğru tanı konulduktan sonra çeşitli tedavi yöntemleri arasından cildiniz için en uygun olanı seçilerek uygulanabilir. Mezoterapi, kimyasal peeling, leke açıcı kremler gibi farklı yöntemler bulunur.
Cilt lekesi deride melasonit denilen hücrelerin bir bölgede fazlaca pigment oluşturması sonucu görülür. Melanositler, deride pigment oluşturan ve biriktiren hücrelerdir. Bu hücreler tarafından oluşturulan melanin ise cildimize rengini veren pigmenttir. Melanin, belli bölgelerde olması gerekenden çok toplandığında ciltte gri, kahverengi ve siyah tonlarda lekeler oluşur. Bu tip pigment bozuklukları özellikle koyu ten rengine sahip bireylerde oldukça yaygındır.
Yüz bölgesi leke oluşumunun en çok görüldüğü alandır. Oluşabilecek herhangi bir travma veya inflamasyona neden olabilecek herhangi bir durum (sivilce vb.) lekelere yol açabilir. Kadınlarda sık görülen ve yaşam kalitesini etkileyerek ciddi mutsuzluk nedeni olabilen melazma ise, yüzde tipik yerleşimli leke oluşumuna neden olan bir tablodur. Genellikle yüzün her iki tarafında dağılım gösteren ve özellikle yanaklar, alın, çene ve dudak çevresinde kahverengi veya gri pigmentasyonla karakterize bu durum, tedavi arayışının en yoğun olduğu dermatolojik problemlerden biridir. Hamilelik döneminde görülen melazmaya ise “gebelik maskesi” ya da “kloazma” denir.
Ciltte leke oluşumu karmaşık bir süreçtir. Çoğu zaman birçok kolaylaştırıcı faktörün bir araya gelmesinin sonucudur.
Lekeler, özellikle yüz bölgesinde oluşumu görülen hastalar için son derece rahatsız edicidir ve bu sorunun çözüme yönelik tıbbi arayışlar artarak sürmektedir. Her hasta için uygun tek bir tedavi yönteminden ziyade, uygulanacak tedavilerin her hastaya göre farklılık gösterebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Çoğu zaman seçilen birkaç tedavinin birlikte veya peş peşe uygulanması daha iyi sonuçlar verebilmektedir.
Güneşten korunma: Leke tedavisinin en temel ve olmazsa olmaz basamaklarından biri güneşten koruma yöntemleridir. Tedavinin her aşaması ve sonrasında ışığın zararlı etkilerden koruyucu yöntemler mutlaka uygulanmalıdır.
Leke açıcı kremler: Krem tedavisinde hidrokinon altın standart olarak kabul edilmektedir. Hidrokinonun etkinliğini artırmak ve yan etkilerin ortaya azaltmak için diğer tedavilerle kombinasyon halinde de kullanılmaktadır. En yaygın kombinasyon ise üçlü kombinasyon tedavisi olarak bilinen hidrokinon, retinoid ve kortikosteroid içeren “Kligman formülü”dür. Retinoidler, azelaik asit, kojik asit, traneksamik asit, askorbik asit, sisteamin, arbutin, liquiritin ve niasinamid gibi pek çok içerik leke tedavisinde kullanılan diğer krem içerikleridir.
Kimyasal peelingler: “Peeling terimi”, derinin üst tabakalarının kontrollü bir şekilde soyulması anlamına gelir ve kullanılan maddeye ve yönteme bağlı olarak derinin çeşitli katmanlarına kontrollü hasar vererek etki gösterir. Çok farklı kimyasal peeling uygulamaları mevcuttur. Kullanılan peeling ürünleri pigment üreten hücrelerin pigment sentezini baskılayarak, kolajen sentezini artırarak ve hücre yenilenmesini sağlayarak leke tedavisinde etkili olurlar. Glikolik asit, salisilik asit, Jessner solüsyonu, triklorasetik asit bu amaçla en çok kullanılan ajanlardır. Bu uygulamalar doktor kontrolünde yapılması gereken ve birkaç dakika süren uygulamalardır.
Ayrıca “enzimatik peeling” olarak bilinen ve içeriğinde çok sayıda leke açıcıyı bir arada bulunduran ve cilde uygulandıktan sonra birkaç saat kalan peeling uygulamaları da yapılmaktadır. Peeling uygulamaları içinde en etkili sonuç alma şansı verebilen bu uygulamalardan sonra ikinci günden itibaren başlayarak bir iki hafta süren soyulmalar olabilmektedir. Soyulma süreci sonucunda lekelerde azalma yanında ciltte yenilenme de oluşturabildiğinden çok yönlü fayda sağlayabilmektedirler.
Mezoterapi yöntemleri: Mezoterapi deri içine amaca yönelik maddeyi iğne yardımıyla enjekte etme yöntemidir. Traneksamik asit, vitaminler, glutatyon ve pruvik asit mezoterapi için kullanılan maddelerden bazılarıdır. Bu maddeler mikroiğneleme sonrasında da uygulanabilmektedir.
Trombositten zengin plazma (PRP), yüksek konsantrasyonlarda trombosit ve büyüme faktörleri içeren otolog bir serumdur. Kişinin kendi kanından hazırlanan PRP’nin mezoterapi şeklinde uygulanması son yıllarda leke tedavisinde öne çıkan etkili ve güvenli tedavilerden biri olmuştur.
Lazer ve ışık tedavileri: Özellikle açık tenli bireyler için daha etkili tedavi yöntemlerindendir, koyu tenli bireylerde dikkatli kullanılmalıdır. Bu amaçla kullanılan lazer ve ışık kaynakları çeşitlilik gösterir. Melazma tedavisi için Q-anahtarlı lazerler, ablatif ve nonablatif lazerler ile yoğun ışık kaynakları kullanılabilir. Bazıları deriyi soyarak bazıları ise melanin pigmentini hedef alarak etki göstermektedirler.
Ciltteki leke problemlerinin tedavisi kişiye özel olarak planlanmalıdır. Bazen tek bir tedavi seçeneği, bazen aşamalı tedavi ve bazen de birçok seçeneğin birlikte kullanımı uygun olabilmektedir. Lekelerin oluşum sebebini tespit etmek tedavi için önemli bir adımdır.
Ciltte leke oluşumuna neden olan pek çok sebep olabilir; kalıtsal yatkınlık, güneş ışığına fazla maruziyet, gebelik, hormon tedavisi, bazı ilaçlar, derinin yaşlanması, bazı cilt hastalıkları ve hasara sebep olabilecek uygulamalar bunlardan bazılarıdır.
Leke tedavisinde kremler kullanılabilir ve farklı krem kombinasyonları cilde uygulanabilir. Leke tedavisi genelde uzun sürmekte, kremlerin etkileri ve etki süreleri kişiden kişiye göre değişkenlik göstermektedir.
Peeling, genelde soyucu özellikte olabilen kimyasal bir ürünü belli bir süre deri üzerine uygulama esasına dayanan bir uygulamadır. Peeling çeşitleri ciltte pigment üretiminden sorumlu hücrelerin pigment sentezini baskılar ve kolajen sentezi ile cilt yenilenmesini sağlama yoluyla leke tedavisinde kullanılırlar.
Trombosit açısından zengin plazmanın kısaltılmış ismi olan PRP, yüksek konsantrasyonlarda trombosit ve büyüme faktörü içeren kişinin kendi kanından hazırlanan sıvı nitelikte bir üründür.
Gül hastalığı olarak da bilinen rozasea, en belirgin bulgusu yüzde kalıcı kızarıklık olan kronik bir deri hastalığıdır. Yüzde tekrarlayan kızarma atakları yaygın bir bulgudur. En çok yanaklar, burun, alın ve çene kısmında ve özellikle yüz orta hattında belirginlik gösterir. ...
Halk arasında alaca hastalığı olarak da bilinen vitiligo, deriye renk veren melanosit isimli hücrelerde hasar oluşturarak deri renginde kayıba (beyazlaşmayla) neden olan bir hastalıktır....